Karbon Emisyonu Nedir?

Şubat 07, 2020


  Merhabalar. Bu haftaki yazım karbon salınımı hakkında. İyi okumalar... 
 18.yüzyılda Avrupa’da (İngiltere) buharlı makinelerin icat edilmesiyle Sanayi Devrimi gerçekleşmiştir. Sanayi Devrimi’nin gerçekleşmesiyle üretim artmış ve bununla birlikte nüfus da hızla artış göstermiştir. Hızlı ve kontrolsüz gelişen sanayileşme, şehirleşme gibi etkenler fosil yakıtlara olan talebi arttırmıştır. Fosil yakıtlara (petrol, doğalgaz, kömür vb.) olan talebin artmasıyla çevre kirliliği, küresel ısınma, karbon emisyonu gibi çevre sorunları hayatımıza girmiştir. Bu hafta sizlere bu sorunlardan karbon emisyonunu anlatacağım. 

KARBON EMİSYONU(SALINIMI) NEDİR? 
 Sanayi Devrimi’nin gerçekleşmesiyle fosil yakıtların kontrolsüz kullanımı artmış, fosil yakıtların yakılmasından ortaya çıkan karbon(C) içeren birçok zararlı gaz yükselerek havaya karışmıştır. Bununla birlikte çevre kirliliği birçok canlının yaşam alanına zarar vermiş ve birçok canlının neslinin tükenmesine sebep olmuştur. Sanayi ve şehirlerin artmasıyla bu sorun sadece diğer canlıların değil tüm evrenin sorunu haline gelmiştir. (Çok az sayıda insanın haberi olsa da.) Çevre sorunları etkisini göstermesiyle insanlar da -azınlıkta da olsalar- bu sorunların farkına varmış, sempozyumlar ve çalıştaylar düzenlemiş, hatta siyasi partiler (yeşil partiler*) kurmuşlardır. 

  Karbon emisyonu ya da karbon salınımı, karbon atomu içeren sera gazlarının [karbondioksit (CO2), metan gazı(CH4)] yükselerek havaya karışmasına denir. Nüfusumuzun son yüzyılda ciddi bir artış göstermesiyle insanlık enerji ihtiyacını karşılamak için fosil yakıtlara başvurmuştur. Fosil yakıtların kontrolsüz kullanımı da sera gazlarının yayılmasına neden olmuştur. Güneş panellerinin gelişmesiyle fosil yakıtların kullanımında azalma beklense de Uluslararası Enerji Ajansı’nın ön görülerine göre bu yüzyılın ilk yarısına kadar fosil yakıtlara talep %130’luk bir artış gösterecektir. Dünya ülkeleri de karbon salınımının kontrolsüz artışını fark etmiş ve ilk olarak çevre sorunlarının tartışılması için 1979 yılında Cenevre İklim Konferansı’nda toplanmışlardır. Bu anlamda en büyük adım 1997 yılında birçok ülkenin katılımıyla imzalanan Kyoto Protokolü’dür. 1997’de imzalanan protokol tam on yıl sonra yürülülüğe girse de dünya için büyük bir adım olmuştur.  

 Geçtiğimiz aylarda Birleşmiş Milletler tarafından Washington’da düzenlenen BM İklim Zirvesi, genç aktivist Greta Thunberg’in açıklamalarıyla tüm dünyada duyuldu. Kontrolsüz sanayileşmeye olanak sağlayan, ülkesinin dağlarını, ormanlarını para uğruna yabancılara katlettiren, maden uğruna onlarca hektarlık orman alanlarını katleden siyasetçilerin katılıp sözde çevre sorunlarına karşı vaatlerini sunduğu bu konferans, -her yıl olduğu gibi- tabi ki hiçbir şeyi değiştirmedi. Aynı 1997’de Kyoto Protokolü’nü imzalayan birçok ülkenin karbon emisyonunu azaltma sözlerini tutmadığı gibi.  
 Yazımın diğer bölümünde ülke ve bölgelerin karbon kullanımını hesaplamak için kullanılan karbon ayak izini anlatacağım. 

KARBON AYAK İZİ NEDİR? 
 Karbon ayak izinin temeli, 1990’lı yılların başında William Rees ve Mathis Wackernagel adlı iki bilim adamının ekolojik ayak izi adlı bir hesaplama yöntemi geliştirmesine dayanır. Ekolojik ayak izi sürdürülebilirliği ölçen bir hesaplama aracıdır. Ekolojik ayak izinin bileşenlerinden biri olan karbon ayak izi de böyle ortaya çıkmıştır. Karbon ayak izi toplumun veya bireyin çevreye ne kadar sera gazı(karbon) emisyonu yaptığını hesaplamaya yarar. Karbon ayak izi iki farklı kriter göz önünde bulundurularak hesaplanır. Bunlar: 

  1. 1.Birincil Karbon Ayak İzi: Birincil karbon ayak izi, kişilerin doğrudan etki ettiği karbondioksit miktarını hesaplar. Evlerdeki kullanılan doğalgaz, araba yakıtları gibi... 
  1. 2.İkincil Karbon Ayak İzi: İkincil karbon ayak izi kişilerin dolaylı yoldan yani imalattan etki ettiği karbondioksit miktarını hesaplar. Mesela dondurulmuş olarak marketten aldığınız patates kızartmasının tarladan markete kadar atlattığı aşamalarda ürettiği karbondioksit miktarı... 

Bireylerin karbon ayak izleri olduğu gibi ülkelerin de karbon ayak izleri vardır. Şimdi sizlere karbon nötr yani karbon salınımının sıfır olduğu bir ülkeden bahsedeceğim. 


BU ÜLKE KARBON NÖTR: BHUTAN 
 2015 yılında irili ufaklı birçok ülkenin katılımıyla Paris’te BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi imzalandı. Bu sözleşmeyle küresel ısınma 2°C’de kalma sözü verildi. Paris Anlaşması olarak tarihe geçen bu sözleşmede küçük bir Asya ülkesi olan Bhutan, dünyaya bir söz verdi: Karbon Nötr olma sözü. Nihayetinde Bhutan sözünü tuttu ve şu anda karbon nötr olan tek ülke.  

 Görsel: Bhutan Harita, www.azgezmis.com
  
Bhutan’ı daha önceden duymamış olabilirsiniz. Bhutan Himalayalar’da bulunan 800 bin kişinin yaşadığı, 38 bin kilometrekarelik yüzölçümüne sahip bir Asya ülkesi. (Nüfus ve yüzölçümü bakımından Erzurum’la hemen hemen aynı.) Kuzeyinde Çin, güneyinde Hindistan gibi sanayileşmenin merkezi olan iki ülke bulunuyor. Ülke mutlak monarşi sistemiyle yönetilse de baskıcı bir yönetim yok. Hatta halk kraldan son derece memnun. Ülke “Mutluluk, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’dan* daha önemlidir.” mottosuyla yönetiliyor. Bu nedenle insanlar maddi zenginliği değil mutluluğu hedefliyor. Ülkenin %82’si ormanlarla kaplı ve ormanlar devlet koruması altında. Ayrıca ülkede sadece vahşi hayvanlara özel yollar var. Doğal güzellikler ülkesi olan Bhutan binlerce turisti ağırlıyor. Ülkenin sanayisinin gelişmemiş olması, yüzölçümünün %82’sinin orman olması, nüfusunun az olması Bhutan’ı çok kolay bir şekilde karbon nötr yapabilir. Ancak her yıl uluslararası camialarda karbon nötr olma sözü vermeleri bile güzel bir farkındalık bence. Bhutan hakkında daha detaylı bir araştırma yapmak isterseniz size en etkilendiğim ve hatta bu yazıyı yazmamı sağlayan bir TED konuşmasını önerebilirim. Video linkini kaynakça kısmından bulabilirsiniz. 

TÜRKİYE KARBON AYAK İZİ ANALİZİ: 
 Dünyada karbon ayak izi analizi Gridded Global Model of City Footprints (GGMCF) adlı model baz alınarak yapılmaktadır. Her yıl yapılan analizde dünyanın karbon ayak izi en büyük 10 ülkesi ve 500 şehri kamuoyuna açıklanıyor. Çin, ABD ve Hindistan’ın başı çektiği ülkeler sıralamasında ilk 10’da yer almıyoruz. Ancak ülkemizden altı şehir dünyadaki karbon ayak izi en büyük 500 şehir arasında. Bunlar: İstanbul, Ankara, Gaziantep, Bursa, Antalya, Kayseri. Ülkemizde karbon salınımının en fazla yapıldığı sektör ise enerji sektörü. Aşağıda referans olması açısından Bhutan ve Türkiye’nin CO2 emisyonu karşılaştırılmasını koydum. 
 Kaynak: World Bank (Yeşil:Bhutan, Mavi:Türkiye)

 Sonuç olarak baktığımızda para kazanma hırsı insanoğlunun ve dünyanın sonunu getirecektir. Sanayi Devrimi’nden bu yana kıtaları aşan kontrolsüz sanayileşme Dünya’nın iklim dengesini bozmakta ve canlıların sonunu getirmektedir. İnsanoğlu üretimde fosil yakıtlardan vazgeçip yenilenebilir enerji kaynaklarına (Güneş enerjisi, rüzgar, hidroelektrik) geçmesi geleceğe daha umutlu bakmamızı sağlayacaktır. Yeşil yarınlar dileğiyle...Mutlu haftalar... 

Yazımı beğendiyseniz sevdiklerinizle paylaşarak bana destek olabilirsiniz. Soru ve görüşlerinizi yorumlar kısmında belirtebilirsiniz... 
Taha KÖKSAL 
SÖZLÜK 
yeşil partiler: Ekolojik ve çevresel konulara önem veren ideolojiyi benimsemiş parti akımıdır. 
gayrisafi yurt içi hasıla: Bir ülke sınırları içerisinde belirli bir zamanda üretilen mal ve hizmetlerin para cinsinden değeridir. 

KAYNAKÇA 

Bunu da Beğenebilirsin

2 yorum