YERLİ OTOMOBİL NASIL OLACAK?Türkiye'nin Yerli Otomobil Serüveni
Ocak 10, 2020
Merhaba,ben Taha. 2020’nin gelişiyle blog yazarlığına tekrardan dönme kararı aldım. 2020’nin ilk yazısını beni 2019’un sonlarında en çok heyecanlandıran gelişme olan ‘Yerli Otomobil’ hakkında yazmak istedim. İyi okumalar…
2019’un bitmesine haftalar kala sürpriz bir şekilde Türkiye’nin Yerli Otomobili’nin lansmanı yapılacağı duyuruldu. Bu haber tüm Türkiye’yi heyecanlandırdığı gibi beni de heyecanlandırdı. Bu projeyi üstlenen TOGG (Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu) yaptığı duyuruda lansmanın 27 Aralık 2019 günü Bursa’da yapılacağını açıkladı. 27 Aralık günü bir milletin yaklaşık bir asırlık hayali gerçekleşecekti. Ama ben bu yeni otomobilden önce size Türkiye’nin ilk yerli otomobil girişiminden bahsetmek istiyorum. 1961 Devrim Otomobili…
DEVRİM OTOMOBİLİ
22 Nisan 1961 günü dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından Ulaştırma Bakanlığı’na bir emir yazısı gönderildi. Yazıda askeriyenin binek araç ihtiyacını karşılamak amacıyla bir yerli otomobil numunesinin üretilmesi emrediliyordu. Bu gelişmenin ardından Ulaştırma Bakanlığı bu görevi TCDD İşletmesi’ne (Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları) verdi. TCDD,bu projede bulunmak üzere fabrikalarında çalışan 22 mühendis,1 mimardan oluşan bir ekip oluşturdu. Bu ekip Eskişehir Demiryolları Fabrikalarında kullanılmayan bir dökümhanede bu mucizeyi gerçekleştirecekti. Yine Cemal Gürsel’in emriyle 29 Ekim kutlamalarına prototiplerin yetiştirilmesi emredildi. Zor şartlarla mücadele eden ekip bir de zamanla mücadele edecekti. Dökümhaneden bozma atölyenin girişine bir kara tahta asıldı. Tahtada “130 gün kaldı.” yazıyordu ve her geçen gün bu sayı azalıyordu.
O dönem Türk halkının hiçbir kesimi yerli otomobilin üretileceğine imkan vermiyor,çoğunlukla muhalif olan medya desteğini göstermiyor hatta bu inanmış ekibin kusurlarını arıyordu. İşe ilk olarak birkaç arabanın sökülüp geri montajlanmasıyla başlandı. Ardından otomobilin ana hatları belirlendi. Devrim’in dört ila beş kişilik,toplam 1000-1100 kg ağırlığında,motoru 4 zamanlı ve 4 silindirli,50-60 beygir üretmesi planlanıyordu. Bu da Devrim’in diğer rakipleriyle aynı özelliklerde olması anlamına geliyordu.(Aşağıdaki fotoğrafta Devrim’in en yakın rakibi Ford Consul ile karşılaştırılmasını görebilirsiniz.) Tasarım anlamında mimar ve mühendisler özgün bir tasarım çıkarma gayretindeydi. Devrim’le aynı segmentte olan sedan araçlar büyük titizlikle inceleniyor ve Türklere özgün bir otomobil inşa ediliyordu. Tasarımı için hazırlanan 1:10 ölçekli maketlerden biri seçildi ve bu maket 1:1 ölçülerde alçıdan inşa edildi. Günler kara tahtadan teker teker siliniyor,bu inançlı mühendisler medyanın baskısına rağmen Devrim’i büyük bir azimle inşa ediyorlardı. Ekim ayının ortalarına gelindiğinde test edilmeye hazır bir Devrim oluşmuştu.
28 Ekim gecesi geldiğinde Devrim Otomobilleri Eskişehir Garı’ndan trenle Ankara’ya sevk edildi. Trenin lokomotifinden kıvılcım sıçraması ihtimaline karşın Devrimlere çok az yakıt konuldu. 29 Ekim sabahı Ankara’ya ulaşan Devrimlerin yakıt ikmali yapılıp, polis eskortuyla TBMM’ye götürülmesi planlanıyordu. Ancak yakıt ikmalinin yapılacağı polis eskortuna haber verilmemesi nedeniyle yakıt ikmali yapılamadı. TBMM Binası önünde Devrim’in en ufak kusurunu arayan medya, projenin kahramanları,siyah ve krem renk olmak üzere iki adet Devrim Otomobili bulunuyordu. Yakıtları az olan Devrimlerden krem olanına hızlıca yakıt doldurulmasına rağmen siyah olan Devrim’e zaman yetmemişti. TBMM binasından çıkan Cumhurbaşkanı Gürsel,büyük bir heyecanla siyah olan Devrim’le Anıtkabir’e gitmek istedi. Cumhurbaşkanı Gürsel Devrim’e bindi. Direksiyonun başında yüksek mühendis Rıfat Serdaroğlu vardı. Anıtkabir’e gidilmek üzere hareket edildikten 200m sonra Devrim öksürerek durdu ve işte o anda o tarihi diyalog geçti aralarında. Serdaroğlu’na “Ne oldu?” sorusunu yönelten Cemal Gürsel,”Paşam benzin bitti.” cevabını aldı. Bu cevabın üzerine Cemal Paşa “Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama,doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz.” cevabını verdi. Ardından siyah araçtan rica edilerek indirilen Gürsel,krem otomobile alındı. Krem Devrim’le Anıtkabir ziyaret edildi,tören alanına gidildi ve Ankara caddelerinde gezildi.
Fakat 30 Ekim sabahına gelindiğinde tüm medya ‘Devrim Yolda Kaldı’,’Devrim Yürümedi’ gibi başlıklar atıyordu. Basının bu tepkisiyle 22 mühendis 1 mimarın tüm emekleri hiçe sayılmıştı. Dört adet üretilen Devrim Otomobillerinden biri günümüze kadar ulaşmıştır. Bu otomobil Eskişehir’de TÜLOMSAŞ’ın bahçesinde sergilenmektedir.
YENİ YERLİ OTOMOBİL NASIL OLACAK?
Yeni tanıtılan yerli otomobilimizin tarihine de bakacak olursak, bu otomobil için ilk girişim TOGG’un kurulmasıydı. Cumhurbaşkanının talebi doğrultusunda 5 büyük Türk şirketinin(Zorlu Holding,Turkcell,BMC,Kök Grubu,Anadolu Grubu) birleşimiyle 25 Haziran 2018’de TOGG kuruldu. Bu 5 şirketin birleşmesinin tek bir sebebi vardı: Türkiye’ye küresel markalarla rekabet edebilecek seviyede bir otomobil kazandırmak. TOGG’un kurulmasının ardından CEO görevine Mehmet Gürcan KARAKAŞ getirildi. ODTÜ mezunu olan Karakaş,Almanya’da Bosch firmasındaki görevinden istifa ederek TOGG’un başına geçti. Ardından bu ekibe onlarca Türk mühendis ve dünyanın farklı yerlerinden otomotiv sektöründe deneyimli birçok mühendis dahil edildi.
27 Aralık’ta otomobilin tanıtılmasıyla beraber insanları en çok etkileyen otomobilin tasarımı demek yanlış olmaz. Sosyal medyada da çok tartışılan yerli otomobilin tasarımının bir İtalyan firmasına ait olduğu dolayısıyla bu otomobilin yerli olmadığı düşüncesiydi. Evet,tasarım birçok otomobil devine tasarım hizmeti sağlayan Pininfirina adlı bir İtalyan firmaya yaptırıldı. Ancak tasarımının yabancılar tarafından yapılması bu otomobilin yerli olmadığı anlamına gelmiyor. Yerli olup olmamasındaki en önemli kıstas sermayenin Türklere ait olup olmadığı. Tasarım için tanıtılan üç modelin de tasarımını çok beğendiğimi söyleyebilirim. Bu lansmanda duyurulan bir başka bilgi ise bu proje kapsamında 2030 yılına kadar toplam beş modelin satışa çıkarılacağı. Ayrıca lansmanda tanıtılan üç model 2022’de yollarda olacak.
Tasarım dışında beni en çok heyecanlandıran özellik ise araçların hepsinin de %100 elektrikli bir motora sahip olması. Birçok otomotiv devi hala %100 elektrikli bir araç piyasaya sürmeye cesaret edemezken TOGG bünyesindeki tüm otomobiller %100 elektrikli olacak. Bu motor 200 ve 400 beygirlik olmak üzere iki farklı şekilde piyasaya sunulacak. 400 beygir güç üretebilen motor 0-100 km/s hıza 4.8 saniyede ulaşabiliyorken 200 beygirlik motor 0-100 km/s hıza 7.6 saniyede ulaşabilecek.
Diğer teknik detaylardan bahsetmek gerekirse araç hızlı şarj özelliğine sahip olacak. Yani 30 dakika gibi kısa bir sürede şarjı %80’e kadar ulaşabilecek. Amerikan elektrikli otomobil markası Tesla’nın otomotiv sektörüne kazandırdığı uzaktan yazılım güncelleme özelliği de bu otomobillerde olacak. Ayrıca yeni otomobilin yazılımı %100 yerli. 3.seviye otonom sürüş desteğiyle de araç sürücüsüz kullanılabilecek.
Şu anda aracın fabrikasının yapılmaması sebebiyle araç seri üretimde değil ancak 2022’de aracın yollarda olacağı öngörülüyor. Araç TOGG logolu ve isimli tanıtıldı ama araç bu isimle satışa çıkarılmayacak. İsim ve diğer teknik özellikler önümüzdeki birkaç ay içerisinde duyurulacak.
SONUÇ
Bu hafta 2019’da beni en heyecanlandıran gelişmelerden birini sizinle paylaştım. Türk halkı olarak siyasi görüşümüz ne olursa olsun bu otomobili sarıp sarmalamalıyız. 1961 yılında Devrim Otomobili’ne,orada emek veren mühendislere,mimarlara,işçilere yaptığımızı bugünkü mühendislerimize yapmamalıyız. İyi haftalar...
Bu yazım hakkında yorumlarınızı aşağıda belirtirseniz çok mutlu olurum...
Taha KÖKSAL
KAYNAKÇA
4 yorum
Tesekkurler guzel,bilgilendirici yaziniz icin
YanıtlaSilİlginiz ve değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
Silşahin 2020 gelir mi
YanıtlaSilBenzini unuttuğumuz gibi bunu da şarj etmeyi unutmayız umarım
YanıtlaSil