Duygusal Zeka (EQ) Nedir?
Ocak 24, 2020
Merhabalar...Bu hafta 21.yüzyılda popülaritesi artan Duygusal Zeka (EQ) hakkında yazdım. İyi okumalar...
Duygusal Zeka yani EQ (emotional quotient) kavramı ilk olarak 1990 yılında Amerikalı akademisyen Peter Salovey ve John D.Mayer tarafından kullanılmıştır. Ancak EQ kavramının bu derece üne kavuşmasının sebebi Amerikalı psikolog Daniel Goleman’ın “Duygusal Zeka Neden IQ’dan Daha Önemlidir?” adlı kitabıdır. Duygusal Zeka kavramını açıklamadan önce bu kavramın oluşmasını sağlayan duygu ve zeka kavramlarına değinmek istiyorum.
DUYGU NEDİR?
Duygu yani emotion kelimesi Latinceden gelmektedir. Latince ‘hareket etmek’ anlamına gelen motore kelimesinden türeyen duygu(emotion), önüne “-e” eki alarak ‘uzaklaşmak’ anlamını almıştır. Bu anlamdan da her duygunun bir harekete yönelttiği düşüncesini çıkartabiliriz. Aslan’ı görünce korku duygusuyla kaçma refleksini gösteren bir ceylanı bu duruma örnek olarak verebiliriz. Duygu kelimesini tanımlayan bir başka kişi ise Daniel Goleman’dır. Goleman, “Duygusal Zeka Neden IQ’dan Daha Önemlidir?” adlı kitabında duygu kelimesini ‘Bir his ve bu hisse özgü belirli düşünceler, psikolojik ve biyolojik haller ve bir dizi hareket eğilimi.’ cümlesiyle tanımlamıştır.
ZEKA NEDİR?
Tarih boyunca zeka hakkında birçok tanım yapılmıştır. Amerikalı psikolog Howard Gardner, zekayı “Bireyin gerçek hayatta karşılaştığı problemleri çözme, çözmek için yeni problemler oluşturma ve bireyin kendi kültüründe değer bulan bir şeyi yapma ya da bir hizmeti sunma yeteneği.” olarak tanımlamıştır. Bir başka tanımı ise Romanyalı psikolog David Wechsler yapmıştır. Wechster’e göre zeka dünyayı anlayabilme, düşünebilme ve zorluklarla karşılaştığında kaynaklarını etkin bir şekilde kullanabilme becerisidir.
DUYGUSAL ZEKA (EQ)
Yukarıda da bahsettiğim gibi duygusal zeka hakkında ilk tanımlamaları Salovey ve Mayer yapmıştır. Mayer ve Salovey duygusal zekayı “Duygusal zekâ, bireyin kendisinin ve diğerlerinin hislerini ve duygularını izleme, bunlar arasında ayırım yapma ve bu süreçten elde ettiği bilgiyi, düşünce ve davranışlarında kullanabilme yeteneğiyle ilgili olan sosyal zekânın bir alt formudur.” şeklinde tanımlamıştır.(1990) 1995 yılında Amerikalı psikolog ve akademisyen Daniel Goleman “Duygusal Zeka Neden IQ’dan Daha Önemlidir?” adlı kitabını çıkarmıştır. Bu kitap kamuoyunun ilgisini çekmiş ve duygusal zeka kavramı böylece popülerleşmiştir. Ben de Goleman’ın bu kitabını temin ettim ve birkaç not çıkardım.
Goleman’a göre beyin sapı denilen ilkel bir kökten duygu merkezleri oluşmuştur. Evrim süresince bu kök gelişmiş ve düşünen beyin(neokorteks) oluşmuştur. Yani türümüz evrilirken ilk önce duygusal beyin sonrasında ise akılcı beyin oluşmuştur. İlkel türümüzün en eski duyusu ise koklamadır. İlkel türümüz, kokuyla zehirli-zehirsiz, düşman, yiyecek gibi nitelikleri ayırıyordu.
Duygusal zekanın tanımlanmasında ve ölçülmesinde birçok model ortaya atılmıştır. Bunlardan ilki 1993 yılında John D.Mayer ve Peter Salovey tarafından oluşturulmuştur. Bu model, duygusal zekanın faaliyet alanı duyguların sözlü ve sözsüz değerlendirilmesi ve ifadesi, kişinin kendisindeki ve diğerlerindeki duyguları düzenleyebilmesi, ve duygusal içerikli problemlerin çözümünde duygulardan faydalanılmasını içeriyordu. 1997 yılında Mayer ve Salovey bu modeli geliştirdi. Geliştirilen yeni modelde kısaca duygusal zeka, “Duyguyu anlama ve onunla mantık yürütme yeteneği.” olarak tanımlanmıştır. Bir başka model ise Dr.Bar-On’un duygusal zeka modelidir. Bar-On'a göre duygusal zeka, kişinin çevresinden gelen baskı ve taleplerle başarılı bir şekilde baş etmesini sağlayan beceriler dizisidir. Ayrıca şunu belirtmeliyim ki dünyanın birçok yerinde duygusal zeka modeli olarak Bar-On Duygusal Zeka Modeli kabul edilmektedir ve EQ testlerinin çoğunluğu bu model baz alınarak yapılmaktadır. Goleman ise iki beynimiz,iki zihnimiz ve iki farklı zekamız olduğunu savunmaktadır. Bu zihinlerden birinin düşündüğünü birinin de hissettiğini savunmuştur. (Dünyada kabul görmüş duygusal zeka modellerine aşağıdaki tablodan bakabilirsiniz.)
Duygusal zeka kavramı literatüre girdiğinden beri bilinçsel zeka(IQ) ile daima karşılaştırılmıştır. Goleman’a göre IQ ile EQ birbirinden ayrı düşünülmemelidir. Ancak –yine Golaman’a göre- duygusal zeka hayatımızda %80 oranında öneme sahiptir. Yani IQ’muzla belirli bir akademik başarıya ulaşabiliriz ancak bu başarının devamını duygusal zeka ile sağlayabiliriz. Bu duruma 1940’lı yıllarda 95 Harvard öğrencisine yapılan bir deneyi örnek olarak verebiliriz. IQ testinden geçerek Harvard’a alınan 95 öğrenci mezun olduktan sonra takip edildi. Okulu dereceyle bitiren kişilerin daha düşük dereceyle mezun kişilere oranla maaş, mevki ve verimlilik bakımından daha başarısız oldukları kaydedildi. Bu da gösteriyor ki IQ ve akademik başarımızla bir işe girebiliriz ancak bizim o işte yükselmemizi ve istikrarımızı sağlayan insan ilişkilerimiz, duygu yönetimimiz gibi yeteneklerimizdir. Hayatımızın hemen hemen her kısmında duygusal zeka, bilinçsel zekaya oranla daha fazla önem arz etmektedir.
Bu hafta gün geçtikçe popülaritesi artan duygusal zekayı(EQ) konu aldım. Duygusal zeka hakkında araştırma yaparken ana kaynak olarak Daniel Goleman’ın “Duygusal Zeka Neden IQ’dan Önemlidir?” adlı kitabını aldım. Bu konu dikkatinizi çektiyse ve daha detaylı bir araştırma yapmak isterseniz bu kitabı önerebilirim. Ayrıca aşağıdaki kaynakça bölümünden bu konuyu araştırırken okuduğum makalelere erişebilirsiniz. Bu yazıyı sevdiklerinizle paylaşarak bana destek olabilirsiniz. Okuduğunuz ve zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Mutlu haftalar...
Bu yazı hakkında görüşlerinizi ve sorularınızı aşağıda yorumlar kısmından belirtebilirsiniz.
BONUS: “Duygusal Zeka Neden IQ’dan Önemlidir?” Kitabından Notlar:
- “Salt zekaya, yani IQ’nun ölçtüğü şeye verdiğimiz değer ve önemde çok aşırıya gitmişiz. Duygular bize hakim olduğu sürece, zeka –iyi ya da kötü- hiçbir yere varamaz.” (Goleman, s.30)
- “Akademik zekanın, duygusal yaşamla pek ilgisi yoktur. Aramızdaki en zeki insanlar gem vurmadıkları tutkuların, söz geçiremedikleri dürtülerin esiri olabiliyor; yüksek IQ’lu kişiler özel yaşamlarını hayret edilecek ölçüde yönetebiliyor.” (Goleman, s.62)
- “...üniversite sınavı matematik puanı 500 olan bir üniversite birinci sınıf öğrencisi, matematikçi olma hevesinden vazgeçmelidir, ancak kendi işini kurmak, senatör olmak, milyonlarca dolar kazanmak istiyorsa, vazgeçmesi için hiçbir sebep yoktur...Test puanıyla bu başarılar arasındaki ilişki, kişinin hayatta ortaya koyacağı diğer özelliklerin yanında çok önemsiz kalır.” (Hernnstein & Murray, s.62)
Taha KÖKSAL
KAYNAKÇA
Duygusal Zeka Neden IQ’dan Daha Önemlidir?, Daniel Goleman, 1995
0 yorum